Fakirleşme Mesajı

Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan yılın ikinci enflasyon raporunu açıkladı.

Karahan, yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 36’dan yüzde 38’e yükseltti.

Bir önceki Merkez Bankası yönetimi 2024 yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 8,8 olarak belirlemişti.

İki beklenti arasında uzaktan yakından bir alaka yok.

Merkez Bankası’nın enflasyon tahminleri uzun yıllardır gerçekten çok kopuktu.

Hemen her yıl yıllık enflasyon hedefi olarak yüzde 5 belirlenirdi.

Yeni yönetim ise 2024 yılı beklentisini önce yüzde 33, sonra yüzde 36 ve dün de yüzde 38’e çıkardı.

Tabii bu tahminler TÜİK’in enflasyon hesaplamalarına göre yapılıyor.

Ancak TÜİK’in enflasyon hesabı için kullandığı ürün ve hizmet sepetinde hangi ürünlerin ve hizmetlerin yer aldığı açıklanmıyor.

Bu durum, hem TÜİK rakamları hem de Merkez Bankası tahminleri konusunda güvensizlik yaratıyor.

Ayrıca Merkez Bankası’nın yaptığı tahminleri tutturamamış olması bu güvensizliği artırıyor.

Merkez Bankası 2023 yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 22,3 olarak belirlemişti ancak yüzde 64,77 olarak gerçekleşti.

2024 yılı için Karahan’ın açıkladığı yüzde 38’lik enflasyon tahmininin tutması da çok zor görünüyor.

Yıllık enflasyon şu an yüzde 69,8 düzeyinde. Karahan, Mayıs ayı için enflasyonun rekor kıracağını yüzde 70-75’e ulaşacağını ifade etti.

Yılın ikinci yarısında baz etkisiyle enflasyon oranındaki yükseliş düşük çıkabilir. Ancak baz etkisine karşın yıllık yüzde 38 beklentisini yakalamak çok kolay değil.

Tabii bütün bunlar TÜİK’in rakamlarına göre.

ENAG’ın rakamlarına göre ise enflasyon yüzde 120’nin üzerinde.

Karahan’ın açıklamalarında dikkati çeken bir ifade de “iç talebin zayıflayacağını düşünüyoruz” İfadesi.

Yılın ikinci yarısında iç talep zayıflayacak ve bu da enflasyonun aşağı çekilmesini sağlayacak.

İç talebin zayıflatılması yoluyla enflasyonun düşürülmesinin halk için, özellikle dar ve sabit gelirliler için anlamı daha da fakirleşmedir.

İç talep, fiyatlar artarken ücretlerin sabit kalması veya enflasyon oranının altında artırılması anlamı taşır.

Ücretlerin sabit kalması veya çok az artması eskiden satın aldığınız mal ve hizmetleri satın almaktan vazgeçmemizi gerektirir.

Bu da iç talebi zayıflatır ve fiyatlardaki artış hızı talep düştüğü için yavaşlar.

Dar ve sabit gelirlerinin yaşam düzeyi düşer.

Bu kesim yoksullaşırken, yoksul kesim açlığa doğru itilir.

İktidarın enflasyonla mücadele için uygulayacağı yöntem bu.

Her zaman yaptığı gibi.

Ücretleri enflasyonun çok altında belirleyerek talebi, dolayısıyla yaşam standartını düşürerek faturayı halka çıkarmak.

Bu, IMF’nin uyguladığı, klasik enflasyonla mücadele yöntemidir.

Merkez Bankası Başkanı Karahan’ın yaptığı açıklamaların özeti, iktidarın adı konmamış bir IMF programını uygulayıp, fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapacağıdır.

İşçiler, işçi emeklileri, memurlar, memur emeklileri, en düşük düzeyde maaş alan emekliler, dul ve yetim aylığıyla geçinenleri daha zor bir hayat bekliyor.

İktidar enflasyonu dizginlemek için gözünü halkın cebine dikmiş durumda.